İş Bankası Modern Klasikler Dizisi kitap seçimi yaparken çokça başvurduğum bir dizi. Otomatik Portakal kitabı ile kült kitap yazarları arasında yer alan Anthony Burgess'in "Bir Elin Sesi Var" kitabı da bence okunması gereken distopik romanlar arasında yerini alıyor. Edebiyatta dahilik denince aklıma gelen yazarlardan biri Anthony Burgess...Yani yazım oyunları ile dahice konuları bir araya getirebilmek her yazarın harcı değil...
İyi okumak, yani gerçek bir ruha sahip gerçek kitapları okumak asil bir eylemdir ve kişiyi günün gerektirdiği işlerden daha fazla çalıştırır...Henry David Thoreau...INSTAGRAM: @hatirlayici
30 Ekim 2016 Pazar
Bir Elin Sesi Var/Anthony Burgess
Etiketler:
anthony Burgess sözleri,
Bir Elin Sesi Var,
İş Bankası Modern Klasikler Dizisi,
kitap analizi,
kitap özeti,
kitap yorumu,
Modern Klasikler,
one hand clapping,
Otomatik Portakal
25 Ekim 2016 Salı
21 Ekim 2016 Cuma
19 Ekim 2016 Çarşamba
18 Ekim 2016 Salı
Burma Günleri/George Orwell
Beyni geliştikçe-beyninizin gelişmesini durduramazsınız ve yarı eğitimlilerin en büyük trajedilerinden biri, geç gelişmeleridir; çünkü o zamana kadar yaşamda bir yığın yanlış yapmışlardır- İngilizler ve imparatorluk ile ilgili gerçekleri kavradı.
George Orwell’in
ilk kez 1934 yılında ABD’de yayımlanan, gençliğinde sömürge polisliği yaptığı
günlerdeki deneyimlerini ve imparatorluk yönetimine tepkisini Flory karakterine
bürünerek yazdığı bu değerli roman ıskalanmaması gerekenlerden. (Not: Orwell
1922-27 yılları arasında Hindistan imparatorluk polisi olarak görev yapmış
ancak imparatorluk yönetiminin iç yüzünü görünce istifa etmiştir.)
Orwell,
İngilizlerin Birmanya diye de bilinen resmi adı Myanmar olan Burma’daki yaşamı,
İngiliz sömürgeciliğini, onların yerel halka yönelttiği acımasızlığı, yerli
halk arasında yükselmek isteyen memurların nasıl bencilce birbirlerine oyunlar
oynadığını, küçük bir topluluk olarak orada bulunan İngilizlerin arasındaki
çıkar ilişkisini ve şaşırtıcı bir biçimde yerli halkın da kendisini nasıl
aşağıda gördüğünü, ırkçılığı tüm çıplaklığıyla anlatıyor.
Konunun ilgi
çekiciliğinin yanında, Orwell’in edebi olarak da olgun bir döneminde
yazdığı romandaki bilinmeyen nemli, yabancı topraklardaki aşkın, fiziksel
görüntüye yönelik endişenin psikolojik boyutunun, yalnızlığın, ezilme ve üstünlük
psikolojisinin, giyimin, yeme ve içmenin, hobilerin yarattığı sınıfsal
farklılıkların, toplumlar arasındaki çeşitliliğin, mekanların, kişilerin
anlatılırken ki edebi yazımın atlanmaması gerekiyor. Okurken, Orwell kalemini
konuşturmuş ifadesini çokça aklımdan geçirdiğimi belirtmek isterim. Orwell bana
yine çokça derinlik ve edebi lezzet katmayı başardı, umarım siz de sever ve
hemen okuma listenize eklersiniz…
Durum uygunsa sevap kazanma fırsatını hiç kaçırmazdı. Onun gözünde bir kenara yığılan sevaplar, bankaya yatırılan paralar gibi sürekli olarak artan şeylerdi.
Yeşil
güvercinleri yaşarken bu kadar yakından görmek pek olanaklı değildir. Onlara
ateş edildiğinde, eğer hemen ölmedilerse ölünceye kadar tutundukları dala asılı
kalırlar ve aşağıda bekleyen artık vazgeçip gittikten sonra yere düşerler.
Bir ayyaş,
serseri, korkak, kalleş, düşük ahlaklı biri olmakta özgürsünüz; ama kendiniz
için düşünmekte özgür değilsiniz.
14 Ekim 2016 Cuma
13 Ekim 2016 Perşembe
12 Ekim 2016 Çarşamba
Beyaz Diş/Jack London
Vahşi Doğa
hareketten haz
etmez. Yaşam ters gelir ona, çünkü yaşam harekettir, onun amacı
ise her hareketi yok etmektir. Denize doğru akmasın diye suyu dondurur; ta
yüreklerine kadar buz tutsunlar diye ağaçların özsularını çeker; ama Vahşi
doğanın en gaddarca ve korkunç şekilde dize getirdiği, insandır-tüm yaşayanlar
içinde en kaynaşık olan ve her hareketin eninde sonunda durması gerektiği
hükmüne her daim isyan eden insan.
Jack London’un en önemli eserlerinden biri olan Beyaz Diş’te, hem kurt hem de köpek kanı taşıyan kurt kırması Beyaz Diş adlı kurdun gözünden Kuzey’in zorluklarla dolu bölgelerindeki açlık, soğuk, hayatta kalma çabası anlatılıyor. Genellikle çevremde “ortaokuldayken okumuştum”, “çocukluğumun kitabı” yorumlarını duyuyorum. Tabii ki hayatta gerçek sevgiyi, zorluğu, mücadeleyi anlatması açısından çocuklara yönelik versiyonunun da çok keyifli ve öğretici olduğunu düşünsem de ilerleyen yaşlarda alt metinlerin ve metaforların gerçek anlamda anlaşılması açısından mutlaka ve mutlaka tekrar okunması gerektiğini düşündüğüm bir klasik.
Kurdun köpeğe dönüşümü, efendi köpek ilişkisi, köpekler arası mücadele gibi konuları gerçek yaşamınıza aktardığınızda bir sürü öğreti çıkıyor karşınıza. Kendi hayatımıza ait çokça yaşanmışlık bulabileceğimiz bu eserde, alt metinleri anlamaya çalışırken köpeklerin dünyasına dair de çokça şey öğreniyorsunuz tabii. Hem natüralist hem de varoluşçu öğeler taşıyan bu şaheseri keyifle tavsiye ediyor iyi okumalar diliyorum…
Dünya
merhametsiz ve nezaketsiz görünüyordu gözüne-sıcaklıktan yoksun, içinde
okşamalara, sevgi gösterilerine ve tatlı coşkulara yer olmayan bir dünyaydı bu.
11 Ekim 2016 Salı
10 Ekim 2016 Pazartesi
4 Ekim 2016 Salı
3 Ekim 2016 Pazartesi
Deniz Kurdu/Jack London
Kimse fırsatı
yaratmaz. Bütün büyük adamların tek yaptığı, fırsat ayağına geldiğinde onu
tanımaktan ibarettir. Fırsatı görür görmez tanırdım, ama hiç gelmedi...
Elitist bir entelektüel
olarak yetişen Humprey Van Weyden, deniz kazası sonucu Hayalet isimli
geminin kaptanı Wolf Larsen tarafından kurtarılır... Bu şekilde başlayan bu
şaheseri farklı düzeylerde okunabilecek bir eser haline getiren Jack London’un
muazzam kalemidir. İster bir denizcinin güncesi gibi okunarak maceranın
derinliklerine varabilir, isterseniz de elitist, idealist Van Weyden ile
yaşamını idame ettirmek dışında hiçbir kaygısı olmayan Wolf Larsen arasındaki
derin ikili sohbetlerin içine girebilirsiniz. Hayatın kutsallığı ile
materyalizmin karşılıklı olarak masaya yatırıldığı derin diyaloglarda mutlaka
sizin de ilginizi çok çekecek alt metinler olacaktır.
Edebiyat tarihine unutulmaz karakterlerden birini kazandıran Jack London’un bu eserinde, Wolf Larsen karakteri tüm derinliğiyle işlenip gözünüzün önünde ete kemiğe bürünerek sizi şaşkınlığa düşürüyor. Kitapta aklımda iz bırakan karakterlerden biri de aşçı Thomas. Başrolde olmasa da aşçı, farklı geçmişi ve karakteriyle, böyle yaşanmışlıklar böyle karakterler de var hayatta dedirtiyor. Kitabın sonlarına doğru, maceranın dozunun birkaç kaç daha arttığı bölümleri daha da çok sevdiğimi belirtmeden geçemeyeceğim.
Jack London'un 14 yaşında başlayan serüven dolu yaşamında, bir tekneyle San Francisco Körfezinde dolaşmak, kaçak istridye avlamak, tayfa olarak bir gemide çalışmak gibi denizin ve doğanın çokça bulunması, yazılarında simgeci natüralizm örneklerini çokça vermesine alt yapı sağlıyor. Bizler de böylece edebiyata ve olayın tekniğine hakim bir ustanın elinden Vahşetin Çağrısı, Beyaz Diş, Deniz Kurdu gibi müthiş eserleri okuyabiliyoruz...İyi okumalar dilerim….
Etiketler:
altını çizdiklerim,
deniz kurdu yorum,
İş Bankası Modern Klasikler Dizisi,
jack london,
jack london sözleri,
kitap analizi,
kitap bloğu,
kitap özeti,
kitap sözleri,
kitap yorumu,
sea wolf
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)