Gündelik yaşamımızın detaylarını otomatikliğin zahmetsiz bölgesine
çektiğimiz oranda, zihnimizin yüksek güçleri, kendilerine uygun çalışmaları
gerçekleştirmek için serbest kalacaktır. Kimse kararsızlıktan başka hiçbir
alışkanlığı olmayan insandan; yaktığı her puroyu, içtiği her kadehi, her gün
uyandığı ve yatağına uzandığı saatleri ve her çalışmanın başlangıcını bir irade
tartışmasını açığa vurma meselesi haline getiren kişiden daha perişan değildir.
(William James)
İçerisinde Flaubert, George
Orwell, Murakami, Kafka, Sartre, Einstein, Tolstoy, Darwin, Woody Allen, Van
Gogh ve yazamadığım nice büyük üstadın çalışma şekillerini ve günlük
ritüellerini anlatan bir başucu kitabı bu eser… Okuduğunuzda, mutlaka hayran
olduğunuz bir yazar, yönetmen, şair, düşünür, müzisyen ya da ressamın içerisinde olduğunu göreceksiniz. Hayran olduğunuz karakterlerin yanında ayrıca daha önce
ismini duymadığınız üstatları da keşfetmiş olacaksınız. Benim için “Oliver
Sacks” ismi öyle oldu mesela…Bu eseri “Başucu kitabı” diye adlandırdım çünkü
içerisinde hayatını daha fazla tanımak istediğim o kadar çok karakter var ki ara
ara dönüp bakmak ve notlarımı gözden geçirmek durumunda kalıyorum. Herkesin
kütüphanesinde bulunması gereken, okunması çok kolay ve keyifli bu eseri gönül
rahatlığıyla tavsiye ediyorum. Aşağıda bazı üstatların hayat rutinleri ve
hayata bakış açılarına dair altını çizdiğim bölümleri sizlerle
paylaşıyorum...Kendi ritüellerimizi oluşturduğumuz, güzel işler ortaya çıkardığımız verimli günler ve iyi okumalar dilerim...
Ingmar Bergman: Sürekli çalışmasaydım deli çıkardım.
Karl Marx: Hiç kimse bu kadar parasız olup da para hakkında
yazmamıştır sanırım.
Sigmund Freud: Ailenin her yıl yaptığı üç aylık yaz tatilleri de aynı şekilde önemliydi; bu tatilleri dağlarda bir kaplıcada ya da otelde geçirir, kırlarda yürüyüşe çıkar, mantar ve çilek toplayıp balık tutarlardı.
Gertrude Stein: Eğer günde yarım saat yazıyorsanız, yıldan yıla bu oldukça büyük bir metin eder.
Chuck Close: Dikkat dağıtan şeyleri belli bir noktaya kadar severim. Beni endişelenmekten alıkoyar. İşlerle arama mesafe koymamı sağlar.
Nicholson Baker: Baker, Boston’a doksan dakika uzaklıktaki bir işte çalıştı; bu yüzden küçük bir kayıt cihazı aldı ve araba kullanırken yazacaklarını bu kitaba okudu. Sonunda o işten istifa etti, birkaç ay çalışmadı ve hem öğle aralarında yazdığı hem de teybe kaydettiği bütün notları derli toplu bir romanda bir araya getirmek için günde sekiz dokuz saat yazarak geçiriyordu.
William Styron: Çalışmalarınızda sert ve özgün olabilmek için yaşamınızda bir burjuva gibi sıradan ve düzenli olun.
Goethe: Kimsenin bir şey yapmak için kendini zorlamamasını tavsiye ederim; üretken olmayan günleri ve saatleri boşa harcamak ya da uyuyarak geçirmek, böyle zamanlarda sonradan hiçbir tatmin vermeyecek bir şey yazmayı denemekten daha iyidir.
Franz Liszt: Genç bir meslektaşı ona bir keresinde neden günlük tutmadığını sorduğunda şöyle bir yanıt almıştı: “Hayatı yaşamak zaten yeterince zor. Tüm bu ızdırabı neden kaleme alayım? İşkence odası envanterinden başka bir şeye benzemeyecek nasıl olsa.”
Balzac: Yaşamıyor berbat bir biçimde kendimi tüketiyorum fakat çalışmaktan ya da başka bir sebepten ölmek arasında hiçbir fark yok.
Charles Darwin: Darwin aldığı her mektuba cevap yazmaya özen gösterirdi, aptallar ya da sersemler tarafından gönderildiği açıkça belli olanlara bile.
Alexander Graham Bell: Beynim parmak uçlarının karıncalanmasına yol açan fikirlerle doluyken, hiç kimse için ara veremeyeceğim, yerimde duramadığım zamanlar geçiriyorum...
Georgia O’Keeffe: Ölümü düşündüğümde sadece bu güzel diyarı bir daha göremeyeceğim diye üzüntüye kapılıyorum…
Sigmund Freud: Ailenin her yıl yaptığı üç aylık yaz tatilleri de aynı şekilde önemliydi; bu tatilleri dağlarda bir kaplıcada ya da otelde geçirir, kırlarda yürüyüşe çıkar, mantar ve çilek toplayıp balık tutarlardı.
Gertrude Stein: Eğer günde yarım saat yazıyorsanız, yıldan yıla bu oldukça büyük bir metin eder.
Chuck Close: Dikkat dağıtan şeyleri belli bir noktaya kadar severim. Beni endişelenmekten alıkoyar. İşlerle arama mesafe koymamı sağlar.
Nicholson Baker: Baker, Boston’a doksan dakika uzaklıktaki bir işte çalıştı; bu yüzden küçük bir kayıt cihazı aldı ve araba kullanırken yazacaklarını bu kitaba okudu. Sonunda o işten istifa etti, birkaç ay çalışmadı ve hem öğle aralarında yazdığı hem de teybe kaydettiği bütün notları derli toplu bir romanda bir araya getirmek için günde sekiz dokuz saat yazarak geçiriyordu.
William Styron: Çalışmalarınızda sert ve özgün olabilmek için yaşamınızda bir burjuva gibi sıradan ve düzenli olun.
Goethe: Kimsenin bir şey yapmak için kendini zorlamamasını tavsiye ederim; üretken olmayan günleri ve saatleri boşa harcamak ya da uyuyarak geçirmek, böyle zamanlarda sonradan hiçbir tatmin vermeyecek bir şey yazmayı denemekten daha iyidir.
Franz Liszt: Genç bir meslektaşı ona bir keresinde neden günlük tutmadığını sorduğunda şöyle bir yanıt almıştı: “Hayatı yaşamak zaten yeterince zor. Tüm bu ızdırabı neden kaleme alayım? İşkence odası envanterinden başka bir şeye benzemeyecek nasıl olsa.”
Balzac: Yaşamıyor berbat bir biçimde kendimi tüketiyorum fakat çalışmaktan ya da başka bir sebepten ölmek arasında hiçbir fark yok.
Charles Darwin: Darwin aldığı her mektuba cevap yazmaya özen gösterirdi, aptallar ya da sersemler tarafından gönderildiği açıkça belli olanlara bile.
Alexander Graham Bell: Beynim parmak uçlarının karıncalanmasına yol açan fikirlerle doluyken, hiç kimse için ara veremeyeceğim, yerimde duramadığım zamanlar geçiriyorum...
Georgia O’Keeffe: Ölümü düşündüğümde sadece bu güzel diyarı bir daha göremeyeceğim diye üzüntüye kapılıyorum…
Toni Morrison: Benim için ışık, harekete geçme sinyali. Mesele
ışığın içinde olmak değil, ışık gelmeden orada olmak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder