20 Mayıs 2017 Cumartesi

Seçkinlik ve Sıradanlık Üzerine/Arthur Schopenhauer


Schopenhauer'in yine çok sert bir üslupla yazdığı bu eserde, düşünür iradenin kölesi olanları "sıradan", aklıyla yaşayanları "seçkin" veya "deha" olarak niteleyerek, bu iki grubun özelliklerini eğitim, sanat, fiziksel görünüm, yaşam biçimi çerçevesinde bizlere sunuyor.

Sıradan insanları eleştirirken sert mizacından taviz vermeyen Schopenhauer, aslında aşağıdaki cümle ile fikirlerini özetliyor;

"Sıradan kimse iradesiyle ait olduğu hayatın hayhuyu ve koşuşturması içinde kaybolmuştur; onun aklı hayatın eşya ve olaylarıyla doludur, ama nesnel anlamları bakımından bu şeylerin ve hayatın zerrece farkında değildir..."

"Dehayı özel biçimde belirleyen şey, ister kör ister keskin olsun kendisinde, her zaman basit kafalarda karşılaşılan hesaplı kitaplı, temkinli ihtiyatlı ruh halinden eser bulunmamasıdır."

Eserin dilinin ağırlığına, sayfalar ilerledikçe alıştım ve ünlü düşünürün özellikle dehanın doğası ve eğitim konularında yazdıklarını keyifle okudum. Bol farkındalıklı güzel günler dilerim...



Hatırlamalı; 

Güzel sanatlar, şiir ve felsefe alanında bir milletin ürettiği eserler, işte sahip olunan bu akıl fazlasının sonucudur.

Çoğu kere öyle olur ki büyük bir kafa monoloğu bu dünyada bulabileceği diyaloğa tercih eder.

Sezgisel kavrayış yoluyla kendi kendine görüp anladığının veya her halde kendi gözlemleriyle doğrulayacaklarının dışında, bir çocuğun zihnine hiçbir kavram aşılanmamalı, hiçbir fikir telkin edilmemelidir ve bunun neticesi çocuğun fikirlerinin, az olsun çok olsun önemli değil, temellerinin sağlam ve doğru olması olacaktır.p

Uğraşılıp elde edilecek en lüzumlu şey nedir diye sorulduğunda, "Kötülüğü öğrenmemek" diye cevap verdi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder